Yazmak bir tutku mudur, bilemiyorum. Ama bir ihtiyaç olduğu çok gerçek. Evet, gerçek diyorum. Çünkü şu an bile, klavye tuşlarına dokunurken, o gerçekliği somutlaştırıyorum. Düşünüyorum ve yazıyorum. Her şeyin sonunun olduğu bu yerde, bunu yapmam belki de boşa kürek çekmekten başka bir şey ifade etmiyor. Ama, "son" lafını duyunca hepimizin zihninde "ama"lar beliriyor, ne bileyim kabullenmek istemiyoruz, nefret bile etsek buradan gitmek istemiyoruz. Bu durumu dile döküp kalemle buluşturuyoruz bir şekilde.
Hepimizi yazı yazmaya iten değişik olaylar başımıza geliyor. Seninki ne diye soracak olursanız, inanın ben de tam emin değilim. Etrafımda dönen dünyanın saçmalığından kaçmak için kendime nefes alacak alan yaratıyorum belki de. Ama en çok istediğim ben de bir yerinden dokunayım bu dünyaya. Geçmişine tanık, geleceğine yabancı insanlar için bugünde iz bırakmak çok devrimsel bir harekettir çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder