3 Eylül 2016 Cumartesi

Tefekkür ve tekamül

Düşünmek... Yıllarca okullarda insanı diğer bütün canlılardan ayıran özelliklerin başında gelen şey olarak aşılandı bizlere ve biz de bununla çoğu zaman gurur duyduk. Lakin eksik bir şey, bizden gizlenen bir şey vardı. Kimse çıkıp demedi ki "Çocuklar acı çekeceksiniz, evet, düşündükçe acı çekeceksiniz ve buna hazırlıksız yakalandığınız zaman da adeta gök kubbe başınıza yıkılmış olacak. Bu külfete kendini hazırladığına kanaat getirenlerinizin de bu acıdan kaçışı olmayacak çünkü farkındalık iliklerinize kadar işledikten sonra geriye dönebileniniz kalmayacak. Aslında bu hiç de karlı bir anlaşma olmayacak, hazır olsanız da olmasanız da yine yanan sizin canınız, acı çeken sizin ruhunuz olacak." Bence hepimiz bu açıklamayı hakeden çocuklardık. Evet, belki çoğumuz bunun ne olduğunu o yaşlarda anlayamacaktı ama bana kalırsa bizden saklanan bu gerçeğin altında yatan sebep bizim bilişsel yetersizliğimiz değildi. Öğretmenlerimizin de hayatta beklentisi ortadaydı, yaşadıkları hayat belliydi ve bize bu gerçekten hiç bahsetmeyerek -kastî olduğunu düşünüyorum- iki yüzlü bir davranıştan kaçındıklarını tahayyül ettiler. Zaten ancak tahayyül edebilirlerdi, çünkü felek çarklarını sadece onlar değil için hepimiz için ayrı ayrı çeviriyordu. Bazılarımız için çarkın dişlileri ahenkle dönerken, bazılarımız bundan nasibini alamamış, çarkı tamir etmekle zamanımızı harcayan varlıklar oluyorduk ve buna büyümek diyerek hepimizi kandırıyorlardı. Büyümüyorduk. Acı çekiyorduk, sadece olayların ve kişilerin ismi değişiyordu ama tanıdık acılarla başbaşa kalan biz oluyorduk.

Bana sorarsanız insanı diğer canlılardan ayıran şey düşünmek değil temelde. Dönüşebilmek. Salt düşünce yeteneğiyle alabileceğiniz yol belli çünkü. Üstüne bir de kişiye verdiği acıyı göz önüne alacak olursak, insan bundan kaçmayı arzularken ister istemez bir şeylere dönüşüyor. İyiye ya da kötüye, fark etmiyor. Bu noktada düşüncenin bir araç olduğunu asla inkar edemem fakat eğer gerçekten bir şeyler için gururlanacaksak bunun düşünme yeteneğiyle değil de bunu kullanarak asıl amaca, dönüşmeye ulaşabilmekle olduğunu düşünüyorum. Şu son kurduğum cümlede bile "dönüşme" kelimesinden sonra "ulaşmak" kelimesini kullandım. Peki neden? Sebebi çok açık, içinde bir amaç barındırıyor. İçimizden hiç kimse "bugün de şu kadar düşündüm ve amacıma ulaştım" demez, diyemez. Hangi doktor bizlere "her gün mutlaka yarım saat düşünme bünyenize iyi gelir" diye bir telkinde bulunuyor? Mantıksal olarak saçma bir kere. Düşünmek içinde böyle gaye barındıran bir eylem değil çünkü. Dönüşmekte ise belli bir süreç var düşünceyle beslenen ve iyi malzemeyle beslenirse içinde bir sürü kazanımı barındıran. İşin açıkçası dönüşmek kötü malzemeyle beslense bile her türlü bir kazanımı beraberinde getirir. İyiye ya da kötüye dönüşmek, uğrunda sebat gösterdiğiniz amaçlar doğrultusunda gözünüzü bir an bile kırpmamayı öğretir insana. Kötü birine bile dönüşseniz serüveninizi tamamlamış olursunuz. Tamamlamak sanırım buraya uymayan bir ibare, zira dönüşüm nihayete eren bir süreç değil ki. Bunun sebeplerinden biri de size belli bir süre içinde bir sabah uyandığınızda artık yeni güne değişmiş biri olarak uyanacağınızın garantisini veremiyor olmam. Dönüşmek yavaş yavaş olan ve bu yönüyle gözünüzün önünde ama bir o kadar size uzak gelen bir olgu. Aksini iddia etmem için saçların bir gecede beyazlaması gerekirdi. 

Kendime şöyle bir baktığımda ise neye dönüştüğümü bilmiyorum ama neye dönüşmek istediğimi biliyorum ve bunun üstüne düşünebiliyorum. En azından bir yerden başladım. Bunun sonunda belki " evet, tamam ben artık oldum" demeye ömrüm yetemeyecek. Klavyenin bir sonraki tuşuna basabileceğimin bile bir garantisi yokken uzun vade için vaatler sıralayarak güvenilirliğimden ödün vermek istemem doğrusu.

Öyle gözüküyor ki, aşılması güç yollarım var sarp kayalıklardan ibaret. Sadece benim geçebileceğim kadar genişliği olan yollar. Bu daracık yollarda, bedenim ve ruhum arasındaki geçitlere kocaman taşlar düşmüş, geçilmeyecek kadar derin oyuklar açılmış gibi. Bunları tekrar 'bir' haline getirebildiğim zamana varabilmeyi çok istiyorum. Yapabilir miyim? Emin değilim ama şayet yapabilirsem o anda dönüşmüş olduğum kişinin hayali bile yoldan dönmemem için bir sebep. Ama size bir sır vereyim mi? Asıl sebep kendimi kaybetmiş olmam. Kendimi arıyorum çünkü onu çok özledim.